“İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.” sözü, Yunus Emre’nin en bilinen ve en çok yorumlanan sözlerinden biridir. Bu sözün anlamı şu şekilde özetlenebilir:
Gerçek ilim, sadece kitap okumak ve bilgi edinmek değildir. Gerçek ilim, öncelikle kendini bilmektir. Kendini bilen insan, varoluşunun anlamını, güçlü ve zayıf yönlerini, ne istediğini ve nelerden hoşlandığını bilir. Kendini bilen insan, hayatını doğru bir şekilde yönlendirebilir ve doğru seçimler yapabilir.
Eğer kendini bilmiyorsan, ne kadar çok kitap okursan oku, ne kadar çok bilgi edinirsen edin, bu bilgiler sana fayda sağlamaz. Hatta, yanlış bilgilerle dolup taşabilir ve yanlış seçimler yapabilirsin.
Kendini bilmek için:
- Kendini sorgulaman gerekir. Güçlü ve zayıf yönlerin nelerdir? Ne istediğini ve nelerden hoşlandığını biliyor musun?
- Duygularını ve düşüncelerini fark etmen gerekir. Duyguların seni nasıl yönlendiriyor? Düşüncelerini nasıl kontrol ediyorsun?
- Kendini başkalarıyla karşılaştırmamalısın. Her insan kendine özgüdür. Kendini olduğun gibi kabul etmelisin.
Kendini bilmek, bir ömür boyu süren bir yolculuktur. Bu yolculukta, hatalar yapabilir ve tökezleyebilirsin. Önemli olan, pes etmemek ve kendini geliştirmeye devam etmektir.
“İlim ilim bilmektir, ilim kendini bilmektir. Sen kendini bilmezsen ya nice okumaktır.” sözü, bize gerçek ilmin ne olduğunu ve neden önemli olduğunu hatırlatıyor. Bu söz, aynı zamanda bize kendimizi keşfetmemiz ve geliştirmemiz için ilham veriyor.
İnsanlar olduklarından daha küçük olduğun unutmamalıdır. Kendilerini başkalarından üstün görmeyerek o şekilde hareket etmelidirler. Bilgi insanın bilmesi ve tanıması gereken kutsal hazinedir.
Anadolu uygarlıkları tarih boyunca araştırma yaparak öğrenmenin önemini keşfetmişlerdir. İnsanlığın gelişmesi ve geleceğin aydınlanmasında bilimsel çalışmaların varlığına önem vermiştir. Bilgiye sahip olamayan insan rüzgarda savrulan yapraktan farksız olduğu gerçeğidir.