Kalp durmasının beyin üzerideki etkisi (serebral hipoksi):
Kalp durduktan sonra 10-15 saniye içinde bilinç kaybolur.
EEG trasesi (Elektroensefalografi – Beyin elektrosu) 4 saniye içinde değişir ve 20-30 saniye sonra düz çizgi halini alır. Beyin dokusunda PO2 ( Oksijen basınca ) 1 dakika içinde sıfıra iner. Hipoksik beyin hasarının esas nedeni kapillerlerdeki hasarın beyin ödemine ( şişme ) yol açmasıdır. Total serebral hipoksiden önce beyin glukoz düzeyinin yüksek olması, dolaşım durması sırasında gelişen hiperglisemiye eklenerek nörolojik hasarı artırabilir. Serebral hipoksinin diğer belirtileri, zorlu ve trakeal çekilme ile karaekterize solunum, terleme, ateş yükselmesi, pupil dilatasyonu ve nistagmustur. Ayrıca huzursuzluk, kasılma ve adelelerde seğirmeler, derin koma, taşikardi ve nihayet ölüm olur.
Beynin oksijensiz kalması ve oluşabilecek hasarlar:
Kalbin ve/veya solunumun durmasının çeşitli nedenleri vardır: kalp krizi, boğulma, elektrik çarpması, vb. Kalbin ve/veya solunumun durması halinde; dokulara yaşamaları için gereken oksijen taşınamaz ve dokulardaki hücreler ölmeye başlar. Vücudumuzda oksijensizliğe en hassas olan doku beyindir.
Kalp durduktan ne kadar süre sonra geri dönüşümsüz beyin hasarı oluşur:
Beyin dokusu, 3 dakikadan fazla oksijensiz kalması halinde ölmeye başlar ve geri dönüşü olmayan bir biçimde beyin hasarı gelişir.
Beyne oksijen gelişi 3 dakikadan daha uzun bir sürede gecikirse beyin dokusu değişen derecelerde harap olduğu için bilinç kısmen veya hiç yerine gelemez (bitkisel hayat).
Onun için kalp ve/veya solunumun durması durumunda hastaya müdahale 3 dakika içinde yapılmalıdır. Bu altın kıymetinde değerli olan 3 dakika içinde çoğunlukla tıbbi destek veya ekip olmayacağı için bu müdahaleler o sırada orada bulunan kişilerce, yani sizler tarafında yapılmalıdır.