Tasavvuf, İslam ahlakının, kişinin kalbini kötülüklerden arındırarak, iyi ve güzeli yapmayı, İslam dinini derinden ve en iyi şekilde yaşanmasını konu edinen bir ilim dalıdır ve yaşam tarzıdır.
Tasavvuf, bundan yaklaşık bin yıl önce kadar ortaya çıkmış ve felsefi derinliği olan bir anlayış olarak yaşanmaya başlanmıştır. İslam ve tasavvuf birbirinden çok da farklı olmayan kavramlardır.
Tasavvufi düşüncenin dayandığı temel kaynaklar; Kur’an-ı Kerim, hadisler, siyer, kelam, itikat, akait, tefsir gibi çeşitli disiplinlerden oluşmaktadır.
Tasavvufi düşüncenin dayandığı temel kaynaklar, İslam’ın kutsal kitabı olan Kuran-ı Kerim, Hz. Muhammed’in hadisleri ve hayatı, İslam felsefesi, Arap edebiyatı ve fıkıh kaynaklarıdır. Tasavvufi düşüncede, insanın Allah’a doğru yükselişi ve birleşmesi için manevi bir yol haritası sunan Sufi mistiklerin eserleri de önemli bir kaynak olarak kabul edilir.
Tasavvufi düşüncenin temelinde, insanın Allah’ın birliğine ve yüce gücüne ulaşmak için içsel bir yolculuk yapması gerektiği inancı yatar. Bu yolculuk, dünyevi bağlardan kurtulmak, nefsi arındırmak ve ilahi aşka yönelmekle gerçekleştirilir. Bu nedenle, tasavvufi düşünce, hem dini hem de felsefi bir bakış açısı taşır ve hem kalp hem de akıl yoluyla Allah’ı anlamaya çalışır.
Tasavvufun temel eserleri arasında, El-Gazali’nin İhyau Ulumiddin’i, Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevi’si, Fariduddin Attar’ın Mantıku’t-Tayr’ı, İbn Arabi’nin Fusus al-Hikam’ı, Hacı Bayram Veli’nin Risaleleri ve Yunus Emre’nin şiirleri yer alır. Bu eserlerde, insanın Allah’a ulaşmak için izlediği manevi yol haritası, aşk, sabır, hoşgörü, bağışlama ve insan sevgisi gibi kavramlar üzerinden anlatılır.